Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

12 Eylül 2011 Pazartesi

Dışarıda Hiçbir Şey Yok..

En sarsılmaz inancın, en zararlı inanışın, kendin dışında bir dünyanın varlığına; bağımlı olduğun bir şeye veya birisine; sana bir şeyler veren veya senden alan, seni seçen veya suçlayan bir şeye veya birisine inanmandır.


Bir savaşçı, bir anlığına bile dıştan gelecek bir yardıma inansın, derhal yıkılmazlığını yitirir.


Dışarıda hiçbir şey yok.
Hiçbir yerden gelecek bir yardım yok.


İnsanın en kötü hastalığı bağımlı olmaktır.
Başkalarına ve onların yargılarına bağımlı olmaktan kötüsü yoktur.
Kendimizin dışındaki bir şeye aşık olup kendimizi unutmak, bağımlı olan dünyanın keşmekeşi içinde kendimizi yitirmek, kişisel gerçekliğimizin tek yaratıcısının kendimiz olduğunu unutmak demektir.


Kendi dışımızda bir dünya yoktur, her neyle karşılaşır,görür ve dokunursak ‘bizi’ yansıtmaktadır. İnsanın yaşantısındaki diğer kişiler, olaylar ve koşullar, onun koşullarını meydana serer. Dünyayı suçlamak; şikayet etmek, kendini haklı göstermek ve saklanmak, düşmüş bir insanlığın göstergeleri, ‘gerçek’ bir iradenin yokluğu kadar, bağımlı olmanın da kesin semptomlarıdır.


Dünyayı her an sen yaratıyorsun.
Bir kişi bütün ve gerçekse, kendine egemen olduğundandır; olayların görünür dinamizmi ve konumların çeşitliliği yerine, dünyanın kendisinin aynası olduğunu bilir.


İster iyi, ister kötü olsun, güzel veya çirkin, doğru veya yanlış, kişinin karşılaştıkları hepsi, gerçeklik değil, kendi yansımalarıdır. Herkes daima ve yalnızca, kendisi neyse onu biçer. Tohum da harman da sensin.
İşte bu nedenle tarihteki bütün devrimler hep başarısızlığa uğramıştır. Onlar dünyayı dıştan değiştirmeye kalkıştılar.
Bundan böyle yardım almak için dünyaya bel bağlama. Ötesine geç! Dünyayı geliştirenler, ancak dünyanın ötesine geçenlerdir.
Ötesine geç!
İnsan yüzyıllardır, kendi yansıttığı film içindeki görüntüleri değiştirebileceğine inanarak ekranı kazıdı.


Sen, bu budalalığı bırak!
Savaşları, devrimleri ve ekonomik, politik ve sosyal reformları unut; her olanın ardındaki gerçek nedenle ilgilen. Düşlenenle değil, yüreğindeki düşleyenle ilgilen. En büyük devrim, tüm girişimlerin en büyüğü, ama tek anlamlı olan, kendini değiştirmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder