Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Aralık 2011 Perşembe

Kendimizi Kandırmak


Sorunların ortaya çıkmalarının sebebi ilişkideki sevgi olasılığı ve yakınlığıdır. Çoğumuz ilişkilerimizdeki sorunların sebebini sevgisizliğe bağlarız. Ama aslında sorunları su üstüne çıkaran şey ilişkilerimizdeki sevgidir. Yakın bir ilişki güçlü bir ışıktır ve tüm güçlü ışıklar gibi, büyük bir gölge oluşturur. İlişkinin ışığı altında durduğunuz za­man, gölgelerle başa çıkmayı da öğrenmeniz gerekir.

           Çoğumuz ilişkilerimizde eski acılarımızın, korku ve öfkelerimi­zin birikimiyle karşılaşırız. Bu yaraların kaynağı genelde unutul­muştur, bu yüzden bize acı veren şeyin o anda yaşadığımız ilişki olduğunu düşünürüz. Aslında, ilişkilerimiz, kendimizi geçmişten gelen bu kalıplardan arındırmak için fırsatın var olduğu bir alan­dır. Genelleştirme, beynin en güçlü yeteneklerinden biridir. Karşı­dan karşıya geçerken sağa ve sola bakmayı öğrendikten sonra, ha­yatınızın geri kalanında karşıdan karşıya geçerken bunu tekrar öğ­renmenize gerek kalmaz. Örneğin yaşamınızın başlarında bir caddede karşıdan karşıya geçip, daha sonraki dönemlerde başka bir bulvarda karşıdan karşıya geçmek gibi, daha önce yaşamış oldu­ğunuz belirli bir durumu genelleştirebilirsiniz. Ancak beynin bu olağanüstü yeteneği size bir sürü sorun da getirir. Çünkü örneğin bir kimse tarafından tecavüze uğrama deneyimini, bütün erkekler­den korkarak genelleştirebilirsiniz. Derinden yaralandığınız za­man, aklınız ve bedeniniz sizi tekrar incinmekten korumak için durumu aşırı genelleştirecektir.

           Yakınlık ihtiyacı duyarız, ama aynı zamanda bir o kadar da korkarız. Pek çok insan ilişki yaşamayı reddeder, çünkü yakınlaş­tıkları zaman karşılaşacakları sorunlarla nasıl başa çıkacaklarını bilmezler. Çok sevgi dolu ve neşeli pek çok kişiler, incinmek­ten korktukları ve yakınlaştıklarında ortaya çıkacak sorunlarla nasıl başa çıkacaklarını bilmedikleri için artık yakın ilişkilerde bu­lunmak istemediklerini söylerler. Bu trajik bir durum, çünkü ya­şamın kendisi bizi kendimiz ve başkalarıyla yakınlaştırmak için tasarlanmıştır. Eğer ilişkileri kendi evriminize giden bir yol olarak kullanmıyorsanız, kendinizi kandırıyorsunuz demektir.

'Ruhsal Arşiv'


26 Aralık 2011 Pazartesi

Ben neden mutsuzum?



Kimse kendisine şunu sormaz : Ben neden mutsuzum?

Soru kendi içinde her şeyi mahvedebilecek virüsü taşır. Eğer bu soruyu sorarsak, bu bizi neyin mutlu ettiğini bulmak istediğimiz anlamına gelir. Eğer bizi mutlu edecek olan şu anda sahip olduğumuzdan farklıysa o zaman ya bir kerede veya tümüyle değiştirmeli ya da kendimizi çok daha mutsuz hissederek olduğumuz gibi kalmaya devam etmeliyiz.

Paulo Coelho

Pratik spiritüel çözümler...



Negatif ve Artık Enerji

Hepimiz iş, okul veya sosyal yaşamımızda birçok insan ile içli dışlı oluyoruz. Haliyle auralarımız arasında sürekli ve hızlı bir enerji alışverişinde bulunuyoruz. En nihayetinde eve geldiğimizde kendimizi yorgun ve bitkin hissediyoruz. Hiç fark ettiniz mi, neden bazen fiziksel olarak çok hareket etmesek da kendimizi yorgun hissediyoruz? Bunun çevre kirliliği, gürültü vb. gibi nedenlerinin ötesinde bir diğer sebebi, üzerimizde var olan negatif ve artık enerjilerdir ve eskilerin bu konuda bize çok önemli önerileri vardır;


Adaçayı: Adaçayı çok eski zamanlardan beridir arındırmak için kullanılır. Kızılderililer adaçayının Yüce Ruh’un insanlara verdiği bir hediye olarak görürlerdi. Negatif enerjiyi nötrleyerek hem koruyucu hem de rahatlatıcı bir etkisi vardır. Eskiden adaçayını tütsüleyerek auralar ve evler temizlenirdi. Haliyle hala daha spiritüel olarak en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Yapmanız gereken bir tabakta 
kurutulmuş adaçayını yakmak ve bunla auranızı “yıkamaktır.” Adaçayı dumanı auranızı temizleyecek ve sizi arındıracaktır. Ayrıca evinizdeki negatif enerjiyi ve nazarı yok etmek içinde düzenli olarak adaçayı ile evinizi tütsüleyebilirsiniz ama burada önemli nokta her tütsüleme sonrası camı açarak temiz havanın içeri girmesidir.

Tuz ve Tuz Banyosu: Tuz bilinen en eski koruyucu ve negatif enerjiyi toplayıcıdır. Eskiden yemeklere tuzun konmasının sebebi tat vermesi değil, yemeklere karıştırılmış büyülerin veya negatif etkilerin yok edilmesiydi. Bunun için genellikle doğal olana deniz tuzu kullanmanızı öneririm. Evinizde ve odanızda bir tabak içine biraz tuz koymanız evde ki negatif enerjiyi toplayacaktır. Ayrıca daha pratik bir yöntem olarak eve geldiğinizde bir leğende ılık bir suda bolca deniz tuzu çözündürdükten sonra ayaklarınız bu tuzlu suya sokmanızdır. Bu noktada tuz ayaklarınızdan vücunuzdaki bütün negatif ve artık enerjiyi toplayacak ve sizi topraklayarak rahatlatacaktır. Bunun yanı sıra banyo suyunuza bolca tuz ve biraz adaçayı yaprakları koyup bu suyla banyo yapabilirsiniz.

Ametist: Ametist doğal bir arındırıcı ve dönüştürücüdür. Evdeki veya auranızdaki negatif enerjiyi pozitif enerjiye dönüştürür. Bu açıdan evinizde büyük bir ametist bulundurmanızda fayda var. Ayrıca yoğun geçeceğiniz günlerde ametist kolye takarak daha hazırlıklı olarak hayata atılabilirsiniz.

Hızlı Topraklanma Tekniği: Bu teknik çok hızlı bir şekilde topraklanmanızı sağlar. Bu sayede üzerinizdeki fazla ve artık enerjiyi toprağa verirsiniz. Özellikle meditasyonlardan sonra topraklanma meditasyonu için fazla zamanınız yoksa hemen parmaklarınızı aralayarak parmak uçlarınızı yere dokundurun ve bir müddet derin nefes alıp vererek parmak uçlarınızdan fazla enerjiyi toprağa boşaltın.

~Alıntı~


25 Aralık 2011 Pazar

Hayatınızın amacı doğum tarihinizde gizli...

"Hayat -Amacı Sistemi bir insanın doğum tarihini kullanarak, üç ya da dört sayıdan (sıfırdan dokuz kadar tam sayıların üç ya da dört tanesinden) oluşan doğum sayısını belirler; sonra bu doğum sayısını, o kişinin hayat amacı hakkında anlamlı bilgiye dönüştürür.

(Dan Millman'ın "Hayatınızın Amacı" adlı kitabından derleyen: Asuman Tümer)


BU DÜNYA YA GELİŞ AMACINIZIN NE OLDUĞUNU HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ? NEDEN BURADASINIZ? HAYAT AMACINIZIN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN EVRENİN HANGİ YASALARINA UYMAK ZORUNDASINIZ? AMACINIZI GERÇEKLEŞTİREMEDEN GEÇİP GİTMEK İSTER MİSİNİZ VE DOĞDUĞUNUZDA AİLENİZİN BİR İSİM, EVRENİN İSE SİZE BİR SAYI VERDİĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ?"

Eğer doğum tarihinizi tam ve kesin olarak biliyorsanız, sayının her şeyin özü, aslı olduğunu söyleyen Pitagor'un mirası üzerine inşa edilen bu araştırmanın sonucunda, hayatınızın büyük tablosunu görmenizi sağlayacak kesin bir merceğe sahip olabilirsiniz.
--------------
Hayat -Amacı Sistemi bir insanın doğum tarihini kullanarak, üç ya da dört sayıdan ( sıfırdan dokuz kadar tam sayıların üç ya da dört tanesinden) oluşan doğum sayısını belirler.; sonra bu doğum sayısını, o kişinin hayat amacı hakkında anlamlı bilgiye dönüştürür. Doğum sayısının açığa çıkarttığı o bilgiyle o sayı ile ilişkili spiritüel yasaların uygulanışı hayatları değiştirebilir.

1- Doğum tarihinizi mutlaka tam ve doğru olarak bilmelisiniz.
Örneğin: 22 şubat 1946.

2-Doğum tarihinizi sayı ile yazın. Önce günü, sonra ayı, sonra da yılı yazın: 22.2.1946
sayıları toplayın.
2+2+ 2+1+9+4+6=26

3- çıkan sayıyı tekrar toplayın: 2+6=8 (evrenin size verdiği sayı 8 olarak belirlenmiştir.)

4- eğer ilk toplamınız 20,30,40 gibi sıfırla bitiyorsa o iki sayıyı da toplayarak son sayıyı bulun.
4+0=4 gibi.

doğum tarihine bağlı olarak tek sayıya düşüreceğiniz bir doğum sayısı elde edeceksiniz.
Öreğin:21/3, 27/9, 30/3, 32/5
28/10, 29/11, 38/11, 48/12

HER ANA SAYININ ENERJİLERİ VE SORUNLARI
1- Yaratıcılık ve güven
2- İş birliği ve denge
3- İfade ve duyarlılık
4- İstikrar ve süreç
5- Özgürlük ve disiplin
6- Vizyon ve kabul
7- İtimat ve açıklık
8- Bolluk ve güç
9- Bütünlük ve bilgelik
0- İçsel yetenekler


1' den 9'a kadar elde ettiğiniz sayılardan biri sizin hangi yaşam enerjisine sahip olduğunuzu gösterecektir. Örnekte ki 26/8 enerjisine sahip olanlar bu dünyaya 8'in temsil ettiği bolluk ve güç, 6'nın temsil ettiği Vizyon ve kabul, 2'nin temsil ettiği iş birliği ve denge için gelmişlerdir.

Hayatımızın amacını öğrendikten sonra uymamız gereken evrenin sipritüel yasaları vardır ki bu yasaları öğrenerek ve onları kullanarak amacımızı gerçekleştirme yolunda daha emin adımlar atabiliriz.
Uyulması gereken yasalar:


ESNEKLİK YASASI



Bu yasayı kullanmakta ustalaşarak, engelleri ilerleme vasıtalarına, sorunları da fırsatlara dönüştürürüz. "Rüzgar kuvvetli esiyorsa, sadece onu kabullenmez ya da ona katlanmayız, ama yel değirmenleri inşa ederiz."
Bir gurup insanın başına acı verici bir olay geldiğinde bu insanlardan bazıları tam bir şok, ret ve acı içinde bu deneyime zihnen direnirler; böylece ağacın dallarının rüzgarda kırılması gibi en sert deneyimi yaşarlar.
Diğerleri ise, işlerin nasıl olduğu hakkında bir perspektif duygusuyla hayatın bütün tablosunu görerek, eğilerek, durumu tümüyle kabullenip deneyimleme yeteneğini geliştirmişlerdir. Eğilen bir dal gibi, onlar da eğilerek kırılmaktan kurtulmuşlardır.
Bu yasayı uygularken şöyle düşünün: kasılma, donup kalma, geri çekilme ya da savaşma eğilimi göstermek yerine kendinizi gücün akışına bırakabildiniz mi? Akışa uyarak onu kendiniz kılabilirsiniz!

SEÇİMLER YASASI

Her birimiz yaratıcı hayat enerjisine sahibiz. Aynı zamanda kendimizi ifade etme yeteneğine de sahibiz. Bunları yaparken negatif ya da pozitif yollar seçebiliriz. Örneğin: para bir tür enerjidir. Onunla hayır işleri yapabildiğimiz gibi, katil de kiralayabiliriz. Elektrik bir şehri aydınlattığı gibi insanların canını da alabilir. Bütün bu enerjileri yaratıcı bir biçimde kullanmak tamamıyla bize sunulmuş seçeneklerdir bunları kullanma konusunda bize kimse karışmaz. Yaratıcı enerjimizi olumlu yönlerde kullanarak hayatımızın gidişatını değiştirebiliriz.
Bir şeyi pozitif bir biçimde ifade ettiğinizde, pozitif enerjinin size nasıl geri döndüğü dikkatinizi çekti mi?
Birisine iltifat ederken kendinizi nasıl hissettiğiniz düşündünüz mü?
İnsanları yargılamadığınız zaman hayatın size gülen yüzünü gösterdiğini fark edebildiniz mi?

SORUMLULUK YASASI


Başkalarına yardım edebilmek için önce kendi iç evimizi düzene sokmamız gerekir. Çatışan alt kişiliklerimizi, inançları değerleri, ve fikirleri uzlaştırmamız gerekir. Kendi denge noktamızı keşfetmeye, sorumluluk düzeyimizin sınırlarını belirlemeye ihtiyacımız vardır. Bazen aşırı öz veriye dönüşen sorumluluk duygusu bizi zayıf düşürdüğü gibi, hiçbir şey almadan bütün enerjimizi akıtırız. Bu tipler, başkaları için,( ana babaları, arkadaşları, çocukları, eşleri ve yanında çalışanlar için) normal görevlerinin çok üstünde bir sorumluluk üstlenirler. Başkalarının ihtiyaçları öylesine kendi ihtiyaçlarının önündedir ki, bir tür paspas, köle rolü üstlenmişlerdir.
Oysa hepimiz rahatlık bölgemizi belirlemek, saygılı ve sınırlı sorumluluklar taşımak için burada bulunmaktayız. Bir çizgi çizebilmeli,denge noktamızı çok iyi tespit edebilmeliyiz. Sorumsuzluk kadar, aşırı sorumluluk duygusu taşımak son derce zararlıdır.

DENGE YASASI

Bilgeliğin kalbi olan denge, hayatlarımız için dönüm noktası oluşturabilecek bir öneme sahiptir. Bu yasayı uygulamak kolay değildir ancak çaba göstermeye değer. Çünkü; denge hayatımızın efendisi olmamıza yardımcı olabilir.
Çok hızlı mı konuşuyorsunuz?
Alçak sesle konuşmayı deneyin.
Çok hızlı mı yemek yiyorsunuz?
"çok yavaş olmayı" deneyin.
Sık sık gerilimli ve gergin misiniz?
Kendinizi gevşemiş hissetmeyi deneyin.
Aşırı güvenli duruşunuzla rahatsızlık mı veriyorsunuz? Ya da güvensiz misiniz?
Daha doğal olmaya gayret edin.

SÜREÇ YASASI

Her adım kendi içinde küçük bir başarı haline gelebilir. Böylece nihai hedefimize ulaştığımızda bir çok başarıyı da beraberimizde götürürüz. Yol boyunca öğrendiğimiz şeyler aslında hedefe ulaşmaktan daha değerlidir. Hiçbir şeyi bir an da öğrenmediğimiz kabul edebilmek, temelden başlayarak yükseklere ulaşmayı öğrenebilmek,adım adım ilerleyen deneme- yanılma sürecini bilebilmektir süreç yasası.
Hayatınızda ki küçük adımlara dikkat edin ve onları asla küçümsemeyin.

KALIPLAR YASASI

Kalıplar yasası verdiği kararlardan tekrar ve tekrar dönme eğiliminde olan ya da başladığı işi tamamlamadan yarım bırakan, aynı başarısızlıkları tekrarlayanlar için son derece önemlidir.
Biz kalıbı kırana dek kalıp tekrar kendini göstererek tekrarlama eğilimi gösterir. Bir kalıbı kırmanın ve değiştirmenin kahramanca bir savaş gerektirdiğini kabul ettiğinizde kazanacaksınız. Örneğin: sigarayı defalarca bırakmanıza rağmen yine başlıyorsanız, sigarayı bırakmanın kolay olduğunu deneyimlemişsinizdir. Ama asıl zor olan ona tekrar başlamamaktır. Eski kalıbı kırmak için mutlaka yeni bir kalıba geçmeyi seçmelisinizdir.

DİSİPLİN YASASI


Disiplinli olmak, daha hür, daha mutlu ve daha güçlü yapar insanı. Büyük özgürlüğün ve bağımsızlığın en emin vasıtasıdır. O uçmak için sağlanan bir tür düzendir. Eğer bir yerlere ulaşmak istiyorsak bir şeyleri derin bir biçimde yapmak istiyorsak öz-disiplini uygulamak zorundayız.


KUSURSUZLUK YASASI


Geleneksel bir görüş açısından, bu dünya bir ıstırap yeridir. acı çekeriz, aç, evsiz barksız insanlar görürüz ve tam istediğimiz şeyi elde ettiğimiz zaman bile her şey geçicidir.
Aşkın bir perspektiften bakmayı öğrendiğimizde ise her şey kusursuzdur. Ulaşabileceğimiz en iyi şey erdem ve gelişkinliktir ve ona ulaşmak için zaman ve uygulama gereklidir. Kendimiz sürekli başkalarıyla kıyaslayacak şekilde yetiştirildiğimizden olduğumuzdan başka biri olmak için uğraşıp dururuz.
Bilgelik, sabır ve sevgiyle gördüğümüzde; sevinçler ve üzüntüler, şu an da dünya gezegeninde olup biten her şey, büyük bir tekamül süreci ile ilgili olarak, kesinlikle ve tamamen mükemmeldir.

ŞİMDİKİ AN YASASI

Goethe ;" şimdiki an en güçlü tanrıçadır" diyerek anın kuvvetini vurgular. Zamanın mevcut olmadığı soyut bir felsefe gibi görünse de, geçmiş ve gelecek dediğimiz şeyler bizim zihinsel yapılarımızın dışında bir gerçekliğe sahip değildirler. Zaman fikri; bir sosyal anlaşmadır, gerçekte sadece şu an vardır.
Bedenimiz şimdiki anda yaşar. Kendimizi bu ana bırakmak, onu kucaklamak, geçmişte kalanlarla kederlenmek yerine anın tadını çıkarmak, gelecek denen şeyi bu anın yarattığını kabul ederek bu anı mutlulukla yaşamayı öğrenmek, "şimdiki an" yasasına uyarak hayatımızın amacını gerçekleştirmemize yardımcı olur.

YARGISIZLIK YASASI

Yargılar insanlığın icadıdır. Evrensel ruh bizi asla yargılamaz.
Bu yasa bize tanrının değil insanların icat ettiği ahlak yasalarını hatırlatır. Yargılar enerjinin önünü keser. İç savunmalar ve direnç oluşturur. Oysa yargılardan kurtulmak değişimin kapılarını açar. Kendimizi de sertçe yargıladığımızda, bizi eleştiren insanları kendimize daha çok çekerek negatif enerji oluştururuz.

İNANÇ YASASI


İnanç yasası, kendine itimat direkt deneyimle gelir. Yani bir öğretmenin ya da kitabın öğrettiklerinden çok kendi deneyimlerimize dikkat etmemiz hatırlatılır. İçimizden geldiği gibi dans etme, savaş sanatları ve diğer sporları uygulama, bir müzik aleti çalma, bunların hepsi bedenimizin düşünmeden, kendi bilgeliğini izleyerek hareket etme noktasındaki itimat ve geliştirmenin güzel yollarıdır. Böylece bedenimize itimat etmeyi, onu dinlemeyi öğrenir, bedenimizin ihtiyaç duyulan şeyi bildiğini yapabildiğini keşfederiz.



BEKLENTİLER YASASI


Eğer kansere yakalanmaktan, sevdiklerimizi kaybetmekten, başarısızlıktan korkuyorsak bütün bunları biriyle açık yüreklilikle paylaşmamız ve zihnimizi başka şeylere odaklayarak kendimizi temizlememiz gerekir. Deneyim yaratmanın anahtarını bilinç altı sağlar. Eğer bilinç altınızda korkular yoksa kansere yakalanmayabilirsiniz. Yaşadığınız an size bilinç altınızda ne beklediğinizi açık olarak göstermektedir. Mevcut sorunlarınız bilincinizin doğurduğu sorunlar olduğuna göre mevcut nimetlerde pozitif beklentilerimizin sonucunda oluşmuşlardır
Bu yasayı uygulamanın en güzel yolu; olmak istediğiniz şeyi olun! Rahat hale gelene dek prova edin. Daha mutlu, pozitif ve neşeli bir insan olmanın nasıl bir şey olacağını hayal ederek bilinç altı cilalarınızdan kurtulun.



DÜRÜSTLÜK YASASI


"Kötü insanlar cehenneme gitmezler! Onlar zaten cehennemdedirler' bu kadar kötü davranmalarının nedeni budur. Dürüst davranmadığımız zaman içsel parçalarımız birbiriyle çatışırlar. İçsel öz duygumuz ya da ilhamımız zayıflar, yaşam; kendimizi yoksun ve yalnız hissettirir ve öğrenmemiz gereken tüm dersleri kendimize çektirerek ağır deneyimler geçiririz. İma etme, görmezden gelme, iç çekme , sürekli sızlanma ya da anlaşılma eğiliminde olanlar için dürüstlük yasası, böyle dolaylı, yanlış yola sevk edici, dalavereci, aldatıcı bir iletişime girdiğimizi işaret ederek ihtiyaç duyduğumuz "iç ışığımızı" yitirmemize sebep olduğumuzu hatırlatır.

YÜKSEK İRADE YASASI

"İçimde her şeyi bilen şefkatli bir öz şu anda bana yol gösteriyor ve ben onu çağırmayı öğrendiğimde bana en iyi ve en doğru nasıl bulmam gerektiğini gösterecek" dediğimizde. İçimizde yer alan en yüksek ve en iyi adına ya da onun hizmetkarı olarak davranmaya başlarız.
"Eğer ben Öz'ün, Tanrının bir parçasıysam ve Öz benim parçam ise o zaman ben ne istersem bu Öz'ün iradesidir. Ama egomuz, özgür iradesiyle bir tahta yerleşip bütünün hayrını düşünmeden istediğini yapma eğiliminde olduğundan yüksek iradenin, Öz'ün sesini duymaz. Dileklerimiz bütünün hayrına olmalıdır. Dünyanın bir yanı yanarken siz mutlu olamazsınız. Çünkü küller mutlaka size ulaşacaktır. Yağmurlar delinmiş olan damınızdan evinize dolarken kızamazsınız, çünkü o anda kurak olan topraklarda sevinç vardır.
Alabileceğiniz kadar almak yerine verebileceğiniz kadar vermeyi düstur edindiğinizde bolluk ve bereket hep sizinle olacaktır. Vermekten vaz geçmeyin. Her kesin hayrına istediğiniz her şey, sevgi enerjileri ve ışık günlük hayatınıza yağacaktır.


EVRENİN YASALARINI DAHA İYİ ÖĞRENMEK VE HAYAT ENERJİNİZ HAKKINDA GENİŞ BİLGİ ALMAK İSTİYORSANIZ ; AKAŞA YAYINLARINDAN SEMRA AYANBAŞI'NIN ÇEVİRİSİYLE - DAN MILLMAN'IN "HAYATINIZIN AMACI " ADLI KİTABI- OKUMANIZI TAVSİYE EDEBİLİRİZ. BU KİTAPTAN ALINTILARLA SİZE SUNDUĞUMUZ HAYAT ENERJİLERİNİZ İSE ŞÖYLE SIRALANIYOR:

(1) ENERJİSİ İLE DOĞDUYSANIZ.


-YARATICILIK VE GÜVEN'i temsil ediyor,
Yaratıcı ve sanatçıları oluşturuyorsunuz.
Hayat amacı 1 olanlar dünyaya pozitif yaratıcı enerji sunmak için burada bulunmaktadırlar.bu amacı gerçekleştirebilmeleri için , riskler almalı az seçilen yolu seçmeye cüret etmeleri ve güven duygularını geliştirmeleri gerekir. Başarılı olabilmek için yükse yaratıcılık ve güven sergilemiş bir kişiyi düşünün ve onu imgeleyerek gözünüzde canlandırın, bir yaratıcılık dinamosu oluşturarak niteliklerinizi geliştirin.


(2)ENERJİSİ İLE DOĞDUYSANIZ


İŞ BİRLİĞİ VE DENGEYİ TEMSİL EDİYOR, en iyi diplomatları oluşturuyorsunuz. Bu bireyler sorumluluklarının sınırlarını belirlemek ve başkalarıyla uyum ve denge ve karşılıklı destek ruhu içinde çalışmayı öğrenmek için buradadırlar. Hayat amaçları çetin bir tırmanış içerdiğinden zorlu yollardan geçerler. 2 çok güçlü bir hizmet sayısıdır. Bu sayı hizmet etme, yardım ve yol gösterme itilimi yaratır ve genellikle bu kişiler isimsiz kahramanlar olarak hizmet edeceklerdir.
Denge yasasını başarabilen ikiler dünyada sevgi dolu hizmetlerin kaynağı haline gelerek büyü saygı uyandırabilirler.

(3) ENERJİSİ İLE DOĞDUYSANIZ


İFADE VE DUYARLILIĞI TEMSİL EDİYOR,en iyi hatipleri oluşturuyorsunuz. Duygusal hassasiyetlerinden yararlanarak dünyaya pozitif, yürekten kendilerini ifade etmek için buradadırlar. 3' ler kendilerinden kuşku duymak, aşırı hassasiyet gibi duygularla karşı karşıya gelebilirler. Hayat amaçları kolayca gerçekleşmediğinden zorlu bir sınavdan geçerler. Sevgi enerjileri ile açık bir kanal oluşturarak başkalarına sevinç ve ilham verirler. Dünya da bir ışık gücü oluşturabilecek kadar güçlüdürler. Kendilerinden kuşkuyu aştıkları an; bolluk ve bereket neredeyse hiç çaba göstermeden doğal biçimde onlara akar.

(4) ENERJİSİ İLE DOĞDUYSANIZ


İstikrar ve süreç için buradasınız ve en iyi analistleri oluşturuyorsunuz.
Dünyada istikrara kavuşabilmek için , önce fiziksel , duygusal ve zihinsel yönden bir iç istikrar duygusu yaratmanız gerekir."Uygun hazırlık, ortaya kötü işlerin çıkmasını önler," sözü 4 ler için iyi bir öğüt olabilir.
Başarıya kesin bir niyetle ve uzun süre bir noktada odaklanmış çabalarla ulaşılır. Başarıya ulaşana dek, zorluklar ve sorunlar karşısında sebat göstermeniz gerekir. Sebat ve kararlılıklarınızın sınanacağı özel durumlar yaşayabilirsiniz. İçinizdeki sabırsızlık , her şeyin adım adım gerçekleşmesi sizi yorabilir ama hayat amacınızın bu şekilde gerçekleşeceğini unutmayınız. Eğer yukarıda belirlenen evrenin yasalarına ve sabırlı davranmaya gerekli dikkati gösterebilirseniz en uzak hedefleri bile aşacağınızdan şüpheniz olmamalıdır.
Büyük anonim şirketlerin, çok uluslu dev firmaların, imparatorluk haline gelmiş yatırımcıların büyük bir bölümü dört enerjisi ile dünyaya bırakılmışlardır.
Benliğini en yüksek düzeyde geliştirebilen dörtler Öz'ün (içlerindeki Tanrının) sorumluluğu almasına izin verirler. Yaratıcının sürecine güvenmeyi öğrendiklerinden zaman çerçevesi sınırına aldırmamayı ve başarının kendilerine doğru hızla yol aldığını bilebilirler.

(5) ENERJİSİ İLE DOĞDUYSANIZ 



ÖZGÜRLÜK VE DİSİPLİNİ TEMSİL EDİYOR VE EN İYİ KAŞİFLERİ OLUŞTURUYORSUNUZ.
Hayat amacı beş olan bireyler, disiplin, odaklanma ve deneyim derinliği vasıtasıyla iç özgürlüğe ulaşmak için burada bulunmaktadırlar.
İç özgürlüğü deneyimlemek 5'ler için en önemli şey haline gelebilir. İç özgürlüksüz, koşulları ne olursa olsun kendilerini mahkum gibi hissedebilirler. Eğer ona sahipseler, hiçbir şey onları bağlamaz ve bu tür iç özgürlük, dünyada kendine güven ve bağımsız hareketler olarak tezahür eder.
Disiplin beşler için bir anahtar, bir çözüm yoludur; çünkü disiplin eksikliği odaklanma ve içsel kuvvetin gelişmesini önler. Disiplinli yaşam yoluyla özgürlüğün kapısını açacakları bilincindedirler hayatın tüm temelini oluşturan evrenin sipritüel yasalarının farkına vardıklarından daha derin bir özgürlük duygusuyla donanırlar. Sadece yüzeyde sekmekten çok, hayatı derinlemesine, deneyimin kalbine doğru kazacak disiplini geliştirmişlerdir. aşırı tutkuları ve serüvenci kişilikleri; onların heyecanlı ve sıradan olayları olağan üstü şeylere dönüştürmelerini sağlar.
Çabuk kavrayan ve hızlı öğrenen kişiler olduklarından canları kolayca sıkılabilir. Evrenin oyun alanı olacağı noktaya dek bilinçlerini geliştirmeye çalışırlar. O noktada bedenlerine hapsolmaktan kurtulurlar, çünkü doğal duru görü yeteneği ile bedenlerinin çok ötelerine yolculuk yapabilecek haldedirler.

(6) ENERJİSİ İLE DOĞDUYSANIZ 



VİZYON VE KABULÜ TEMSİL EDİYOR VE EN İYİ YARGIÇLARI OLUŞTURUYORSUNUZ.

Hayatın doğasında var olan mükemmelliği görmeyi başararak, kendilerini, dünyalarını ve yaşanan anı olduğu gibi kabullenmek için buradadırlar. bu bireyler idealizmin ateşini canlı ve parlak bir biçimde yanar halde tutarlar. Onlar insanları ellerinden geldiği kadar daha da iyisini yapmaya çağıran vizyonerlerdir. Esneklik ve kusursuzluk yasalarını uygulamayı başarabilirlerse vizyon ve umutla yaşayarak ideallerine ulaşırlar. Jan Dark, Kristof kolomb, İsaac Asimov gibi bizi harikalar diyarına götüren, Thomas Edison gibi dünyayı bir anda ışıklara boğan 6 enerjisine sahip vizyonerler; bu yasaları eksiksiz uygulayabilenlerdir.
Kendi doğalarında ve dünyada var olan hayatın pozitif yönünü keşfedenler, form dünyasının ardında parlayan mükemmellik ışığını görebilecek derinliğe erişebilirler.
6 enerjisiyle doğduysanız hayat amacınızın gerçekleşmesi için mutlaka kendinizi iyi ve başarılı biri olarak imgeleyin. Başkaları ve dünya için iyi şeyler hissetmeye ve yüksek adalet mekanizmasına güvenmeye devam edin.


(7) ENERJİSİ İLE DOĞDUYSANIZ 



EN İYİ BİLGİNLERİ OLUŞTURUYOR, İTİMAT VE AÇIKLIĞI TEMSİL EDİYORSUNUZ.

Hayat amacı 7 olan bireyler, kendi içlerindeki, başkalarının içindeki ve yaşam süreçlerindeki ışık ya da öze itimat edebilmek için burada bulunmaktadırlar. Ama burada yapmakta oldukları şey kolayca gerçekleşmeyeceğinden sorunlarla karşılaşabilirler. Bağımsızlığa meyilli ve yalnızlığa ihtiyaç duyan kişilerdir. Topluluğu sever gibi gözükseler de, mahcup düşme konusundaki süptil korkuları nedeniyle özel süreçlerini nadiren paylaşırlar.
7'ler evrene büyük bir inanç duyabilirler. Bunu adeta çok önceden biliyorlarmışçasına güvenle kendilerini evrenin yasalarına bırakarak telaşsız bir yaşam sürebilirler. Derin gevşeme hali korkusuzluğa ve mistik bir doyuma ulaştırabilir.
Bunu başarabilen 7'ler istismar edilmeye bile izin vermeye başlarlar. Artık korkusuz olduklarından içlerindeki ışığı açığa çıkarmak ve paylaşmak istediklerinden duygularını açığa vurarak büyük güçlerini gösterirler.
Başkaları tarafından aldatılma ve ihanete uğrama beklentisi olan 7'ler büyük deneyimler yaşarlar. İtimat duygusunu geliştirdikleri ölçüde deneyimler hafifleyerek yok olur. Beklentiler yasasına uymayı başaranlar bu deneyimleri kolaylıkla aşarlar.
Korkularından kurtulmayı başaramayan 7'ler korkuları nedeniyle "gerçek ben"lerini saklama eğilimindedirler. Hayatın satır aralarını okuyabilecek keskin zekaya sahip olan 7'ler, dünya çapında büyük düşünürler, yazarlar, mistikler, felsefeciler olabilirler. Onlar bazı şeyleri nasıl bildiklerini bilmeden bilebilirler ve içlerinde ulaşılmayı bekleyen zengin kaynaklara ancak cilalarından sıyrılarak ulaşacaklarını keşfettiklerinde tüm şekil ve detaylardan sıyrılmış sanatçılar haline gelmişlerdir.

(8) ENERJİSİ İLE DOĞDUYSANIZ 



EN İYİ HAYIR SEVERLERİ OLUŞTURUYOR BOLLUK VE GÜCÜ TEMSİL EDİYORSUNUZ.
Hayat amacı bolluk, güç ve itibarla çalışmak ve başarılarını kamu yararı için kullanmak üzere burada bulunan 8'ler, büyük arenalarda olduğu gibi, küçük arenalarda da doyum verici başarılar kazanabilirler.
8'lerin kaderinin merkezini oluşturan maddi başarı, kaçınılmaz surette parayı içerir. para bir enerji biçimi, hayatlarımızın termometresinde bir civa sütunudur. 8 enerjisi ile doğanlar bolluğu tezahür ettirirken sadece para için burada bulunmazlar. Dürüstlük yasasını iyi uygulayabilen 8 ler için itibar,başarı ve güç asla tanrılaşmayacaktır. yararlı hizmetler yaparak yasalar yeterli uygulanmış olacağından emeğin önemini anlayacaklar ve başarının aslında ter koktuğunu anlayacaklardır.
8'ler dikkat çekmekten hoşlanmasalar da , süptil yollardan dikkat çekmeyi başarabilirler. Saygı ve itibar görmenin çeşitli yollarını bilirler.
Dürüstlük yasasını iyi uygulamayanlar, at gözlüklerini takıp insanları çiğneyerek para ve güce kestirmeden ulaşabilirler, ama en sonunda çok ağır dersler alırlar.
Pozitif yönde çalıştıklarında ellerindeki bolluğu cömertçe paylaşabileceklerinden hayatlarının amacına ulaşacaklardır. Eğer aç gözlü davranırlarsa daha aç gözlü olurlarken, sevgiyle davranırlarsa, daha büyük sevgi gelişimi ile büyük bir enerji kazanabilirler.

9 - ENERJİSİYLE DOĞDUYSANIZ 



EN İYİ LİDERLERİ OLUŞTURUYOR VE BÜTÜNLÜK VE BİLGELİĞİ TEMSİL EDİYORSUNUZ.

9 ENERJİSİYLE HAYAT YOLUNDA OLANLAR, içlerinde ve başkalarının içinde tezahür eden ÖZ'E ( Tanrıya) itimat ederek ve onu izleyerek, dengeli sorumluluk, kendine itimat ve bütünlük (özü-sözü birlik) sorunlarını halletmek ve kalbin yüksek bilgeliğiyle uyum içinde yaşamak için burada bulunmaktadırlar.

Deneyimleri aklileştirmek , gerçeklerle yüzleşmek ve onları aşmak zorundadırlar. Ayrıca kalplerde yazılı olan spiritüel yasaları öğrenmek için , zihinsel süreçlerden çok duygularda açığa çıkan yüksek bilgeliği yakalamak zorundadırlar.

Özellikle 9 enerjisiyle bu dünyada yer alanların "kalplerinin danışmanlığını" en yüksek otorite olarak tanımak ve bunu deneyimlemek için burada yer aldığını söylemek gerekir.

Önce kendilerine itimat ederek yüksek prensiplere ulaşabilirler. Duygu boyutu çok gelişkin olan 9 enerjisi vicdan ve evrensel bilinçaltı ya da sezgileriyle kendi yolunu rahatça bulabilir.

Çoğu kendine güvenli görünür ve liderlik enerjisiyle ilişkili doğal bir karizmaya sahiptirler. Sürekli kendilerini yeniden tanımlamaya çalışırlar ve kendilerini tanrının iradesiyle karıştırabilirler. Yüksek hizmete adanmışlıkları ve başkalarına destek sağlama arzuları hayat amaçlarını oluşturur. Bunu yaparken sipritüel bir dil kullanmazlar.

Mahatma Ghandi, Elvis Presley, Albert Schweitzer, gibi ünlüler de aynı hayat enerjisiyle doğmuşlardır.

Ateşe yaklaşmaktan değil yanmaktan korktuğundan spiritüellikten de bu yüzden korkarlar.

(SIFIR ENERJİSİ İLE DOĞANLAR



 İÇSEL YETENEKLERİ TEMSİL EDERLER. O BİR HAYAT AMACINI İÇERMEZ. DAHA ÇOK POTANSİYEL KAYNAKLARI VE SEZGİYİ İFADE EDER.)

Kendilerini ne kadar hizmete adarlarsa o kadar içsel yetenekleri gelişecektir. Güçlü sezgileriyle yerinde kararlar vererek başarıya ulaşacaklar ve içsel yolculuklarında büyük bir mutluluk yaşayacaklardır. Boş bir odada bile o odada yaşananları hissedebilecek kadar incelmiş duyarlılıkları, önceden yaşanmış olayları bilmelerini sağlar. Bu niteliklerini kötüye kullandıklarında zorlu bir hayat yaşayabilirler. Pozitif kullanımda ise en yüksek dağları aşabilecek gücü yakalarlar. Bu gücü daha verimli hale getirebilmenin yollarını aramak ve yararlı olmak hayat yolculuğunda en büyük mutluluğu yaşamalarına neden olacaktır.

* Daha detaylı ve geniş bilgi için DAN MILLMAN'ın "Hayatınızı Amacı " adlı kitabı okuyunuz

Kaderi değiştirmek...

“...Kaderiniz ve onu değiştirme meselesi sizin Farkındalığınıza, Seçiminize ve Titreşiminize bağlıdır.Bir Seçiminiz olduğunu İdrak edecek yeterli Farkındalığa sahip olmanız gerekir.....Hayatta bir Piyon ya da “Kurban” olmadığınızı, seçeneklere sahip olduğunuzu İdrak edecek kadar Farkındalığınızı yükselttiğinizde, Gelecek, Özgür ve Değişime açık hale gelir. Bu İdrak değişikliği sizin –sözde- Kaderinizi değiştirmenizin Anahtarını oluşturur. Hayatınızda gelişen dışsal Kalıpların, Bilincinizde olduğunu kabul ettiğinizde, “Özgürlük” yakındır.

Bu Kalıplar siz(in), Ana-Babanız, Aileniz, Öğretmenleriniz, akranlarınız ve Toplumunuzdaki diğer kişiler(iniz) tarafından ekilen İnançların meyve vermesi, gerçekleşmesidir. Bu İnançların bazıları yerlerine kilitlenmiş görünsede, onlar değiştirilebilirler ve içinizde tuttuğunuz bu İnançları ancak siz değiştirebilirsiniz. İnsanlarda zor durumlara bakıp, bu durumlar istedikleri gibi gelişmediği için üzülme eğilimi vardır. Bizim Perspektifimizden bu kayıp bir “Fırsat” tır, çünkü eğer bir şey istediğiniz gibi gitmiyorsa ve bu duruma siz Güçlü bir Tepki duyuyorsanız, o zaman bu hoşnutsuzluğun Gücü yapıcı bir şekilde kullanılabilir.

Yapılması gereken şey, meydana gelen olayların tümüyle ve “Bilinçle Farkında” olarak ve onlara karşı duyduğunuz “Duygusal Tepkiye” dikkat ederek, bu meselede bir “Seçim” e sahip olduğunuzu hatırlamaktır. Dışardaki durumu değiştirmeniz mümkün olmayabilir, ama ona duyduğunuz “İçsel Tepki” yi değiştirebilirsiniz. İçsel Tepkinizi değiştirerek, üzerinde “Kaderinizin” gelişip değişeceği (o) “Ekseni” Yaratırsınız...”

Hathor Bilgileri...
Yükselmiş Bir Uygarlıktan Mesajlar
Bölüm 11 “Kaderi Değiştirme”

Hint felsefesinin 4 kuralı...



İlk kural :
" Karşına çıkan kişiler, her kimse, doğru kişilerdir."
...
Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.
İkinci kural :
"Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır."
Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi.
Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. "Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı" gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.
Üçüncü kural :
" İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır."
Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç.
Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.
Dördüncü kural:
"Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir."
Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder.
Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğumuz bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.

Sevgiyle..

20 Aralık 2011 Salı

Şeker Portakalı

“Güzel bir yoldan geçtik. Yol ne asfaltlanmıştı ne de parke taşı döşeliydi. Ama iki yanı ağaçlar ve çayırlarla kaplıydı, harika bir yerdi. Güneş ve masmavi gökyüzü de cabası. Birgün  Didinha bana, sevincin yürekte ışıldayan bir güneş olduğu’nu söylemiş, güneşin herşeyi mutlulukla aydınlattığını belirtmişti. Bu doğruysa benim iç güneşim de şimdi her şeyi güzelleştiriyordu…..”

ŞEKER PORTAKALI/JOSE MAURO DE VASCONCELOS



Symphony of Science - 'We Are All Connected'


KUANTUM: "YAŞAM YANLIZCA BİR RÜYA" BEYNİNDEKİ HOLOGRAM DÜNYAN


Aşkı durdurabilir misin? - Nuit Blanche


19 Aralık 2011 Pazartesi

Every mistake in life is a gift for the future



Every new day is another chance to change your life.








DUYGULANIŞLARIN TANIMLARI


İstek: Kendisinin bazı değişiklikleri ile özel etkinlikte kararlı olduğu düşünüldüğünde, asıl insan özüdür. “İnsan özü değişikliği” derken, ister doğuştan, ister sonradan kazanılmış olsun, ister düşünce sıfatı altında ister uzam sıfatı altında tasarlanmış olsun, bu özdeki eğilimleri anlıyoruz. Başka deyişle, istek teriminden ben bütün insanların her insanın eğilimine göre değişen, bu yüzden insanın değişik yönlere çekilmesine ve nereye döneceği bilinmemesine bağlı olarak nadiren biri ötekine karşı olmayan davranışlarını, iştahlarını ve iradelerini anlıyorum.
Haz: Bir insanın daha az yetkinlikten daha çok yetkinliğe geçişidir.
Üzüntü: Bir insanın daha çok yetkinlikten daha az yetkinliğe geçişidir.
Neşe, uyarım, melankoli, acı tanımlarını atlıyorum; çünkü bunlar bedene aittir ve haz ile üzüntünün türlerinden başka bir şey değildirler.
Hayret: Ruhun her türlü düşünmeden uzak olduğu dalgın durumda ya da başka nedenler tarafından bir şey hakkında derin düşünmesi gerektirildiği durumda ortaya çıkan yeni bir şeyin düşüncesidir (hayali). Ben “hayret”i duygulanışlar arasında saymam, yalnızca üç temel duygulanışı (haz, üzüntü, istek) kabul ediyorum. Burada söz etmemin nedeni, temel duygulanışlardan türeyen bazı duygulanışları bu sözcükle anlatma alışkanlığının yerleşmiş olmasındandır.

Küçümseme: Ruhun çok az etkilendiği bir şeyin düşüncesidir, ki onun varlığı ruhun onda olandan çok onda olmayan nitelikleri hayal etmesine yol açar.

18 Aralık 2011 Pazar

17 Aralık 2011 Cumartesi

Mea culpa..


"Varoluşunda en küçük bir yükselişi bilinçli olarak gerçekleştirecek kişi, dağları yerinden oynatabilir ve kendisini dış dünyaya bir dev görüntüsünde yansıtabilir."


Durumlarımıza, düşüncelerimizin kalitesine, hissetme biçimimize müdahale ederek ve olumsuz duygularımızı nötrleştirerek, diğerlerini de geliştirerek, yalnızca tutumlarımızı, yani dış dünyadan gelmekte olan ve aslında sadece bizim verdiğimiz tepkiler olan olaylarla ilişkilerimizi düzeltmekle kalmayıp, günden güne başımıza gelmekte olan olayların doğasını da değiştirmiş oluruz. Yapmamız gereken ilk iş gözlemlemedir; düşüncelerimizle ruhumuzu kaplayan durumlarımızın gözlenmesi... Tüm düşüncelerimizi, duygularımızı, davranışlarımızı, tepkilerimizi ve olayları ne şekilde 'karşıladığımızı' içine alacak kapsamlı bir çalışmayla
kendimizi incelersek, sıradan insanın düşündüğü ve hissettiği olumsuzlukların neler olduğunu ortaya çıkarabiliriz. 


"Kişi kendisi için açık ve seçik olarak sadece sağlık, zenginlik ve esenlik diler. Kendisini gözleyebilseydi ve yüreğini duyabilseydi, aslında hiç durmaksızın bir olumsuzluk ezgisi söylediğini, yani endişelerden, sağlıksız imgelerden ve başına gelebilecek, belki de hiç gelmeyecek korkunç olayları beklemekten ibaret bir felaket duasıyla yakardığını işitebilecekti." 


Peki, ama Oluş'un içsel durumları, ruh halimiz, duygularımız ve düşünme şeklimize göre nasıl hareket etmeliyiz ? Bir dağı yerinden oynatabilecek enerji, kişiyi kötü ruh halinden ya da olumsuz duygularından çıkarmak şöyle dursun, bir düşünceyi bile değiştirmeye yetmez. Düşünceyi yeniden yönlendirmek için gerekli olan güç ya da bir duygu üzerindeki hakimiyet Oluş'un daha yüksek seviyelerinde oluşturulabilir. Bu özel enerjiyi toplayabilmek için sistemimiz içerisindeki tüm çatlakları ortadan kaldırmak gerekir; çoğunlukla olumsuz duyguların ifadesinden ve kaybettiğimiz hatalı içsel tavırlarımızdan meydana gelen binlerce küçük yarık. Eğer dış dünyamızda bir olay meydana geldiyse ve o olayı yaratan Oluş durumumuz ile olanı bağdaştıramazsak, değerli bir fırsatı kaçırırız
demektir. Dikkatle bakacak olursak, yaşamımızda birçok olayın aynı şekilde sürekli tekrarlandığını görürüz, eğer bu olaylara karşılık gelen Oluş'un özel durumlarım gözlersek, olayların doğasını daha iyi anlama şansımız olur. Örneğin, şu 'geç kalmak' denen olay. 'Geç kalmak' durumu bende kaygı yaratıyor. Zekâ, dışımızda gelişen bu olayın, o anda yaratılmamış olan hangi iç duruma karşılık geldiğini bilmektir. Varlığımın bir kısmı beni bu olaylara bağlamaktadır. Onları yaşantımdan silebilmek için yapabileceğim tek şey, oluştaki bir hastalık, bir kusurdan başka bir şey olmayan endişe, korku ve kaygı olarak nitelediğim bu olumsuz iç koşulu düzeltmektir. Onu yaratan psikolojik durumlar içimde devam ettiği sürece, bu türdeki endişe verici olaylar da yaşantımda öyle ya da böyle tekrarlanacaktır. Aslında bu olaylar, bize bir iyileşme sürecinin başladığını gösteren belirtilerdir, tabii eğer biz onların kaynaklanma nedenlerini kendi iç durumlarımızla ilişkilendirme gücüne sahipsek. Onları görmek, psikolojik durumlara dikkat etmek, oku kendi üzerimize çevirerek, süreci tersyüz ederek, olaydan duruma doğru bir tırmanışa geçmek anlamına gelir. îşte yüksek bir anlama düzeyine erişim olanağını ve kendi yaşamını değiştirmek için gerçek bir fırsatı bulacağın yer burasıdır. Kendimizi mazur görmek ve haklı çıkarmak, suçu dışımızdaki bir olaya yüklemek, nedenin kendi eksikliklerimizde, durumlarımızda, düşünme, hissetme ve tepki verme şeklimizde olduğunu kabul etmemek, bizim anlamadığımızı gösterir; anlamamak ise, herhangi bir duıumda o olayın başımıza tekrar tekrar geleceğinin belirtisidir. Koşullar değişecek, olaylar her seferinde farklı bir maske takarak başımıza gelecek ve biz, her seferinde suçu dışımızda gelişen olaylara yüklemeyi sürdüreceğiz; bu tavrımızla da o olaylardan sonsuza kadar kurtulma şansını kaçırmış olacağız. 


"Her şeyde kendinizi suçlayın, başınıza her ne gelirse gelsin kendinizi sorumlu tutun.."




Stefano Elio D'Anna / The School For Gods




16 Aralık 2011 Cuma

Çakralarınızdaki Sorunları Tespit Edebilmenizi Sağlayan Bir Test

Aşağıdaki testi yanıtlarken size en fazla uyan şıkka evet deyin. Aynı anda iki tane şık uyabilir ama en fazla sorunu olan chakrayı test ettiğimiz için en fazla uyan şıkkı seçmelisiniz. Yanıtlarınızı not edin. Daha sonra aşağıda testin sonucunu okuyabilirsiniz.


1
A)Geleceğimle ilgili düşünceler beni endişelendiriyor ve önümü göremiyorum.
B)Yaşantımda kısıtlılık var,sürekli aynı sorunlara takılıyorum.
C)Yaşamda hedeflerime ulaşmakta her zaman zorlandım
D)Duygusal hayatımda hep sorunlar vardır.
E)Düşücelerimi ifade etmekte zorlanırım.
F)Gözümün gördüğünden başkasına inanmam.
G)Kendimi herşeyden kopuk hissediyorum.


2
A) Kemik,diş,bağırsak,bacak sorunları ile ilgili hastalıklarım oldu.
B) Üreme organları,böbrekler,lenfler ile ilgili sorunlarım oldu.
C) Mide,karaciğer,dalak sorunlarım oldu ya da şeker hastasıyım.
D) Kalp,kan sorunlarım oldu
E) Boğaz,tiroid,nodül gibi sorunlarım oldu.
F) Psikolojik sorunlarım oldu
G) Migren,baş ağrısı,beyin hastalıkları gibi sorunlarım oldu.


3
A) Beni en çok kızgınlık duygularım, eleştiriciliğim ve güvensizlik duygularım rahatsız ediyor.
B) Beni en çok suçluluk duygularım,takıntılarım,alınganlığım ve eylem geçmekteki zorluğum rahatsız ediyor.
C) Beni en çok korkularım, bağımlılıklarım, duygusal yapımdaki dengesizlikler ve affedemediğim olaylar rahatsız ediyor.
D) Beni en çok iletişimlerdeki sorunlarım,konsantrasyon sorunum, isteklerimi anlatamamam ve hayır demeyi bilmemem rahatsız ediyor.
E) Beni en çok zihinsel karmaşalarım,bunalımlarım,mutlu olmayı başaramamam ve esnek olmayı bilmemem rahatsız ediyor.
F) Beni en çok huzursuzluğum,umutsuzluğum,kendimi değerli bulmamam ve yaşamımdaki dengesizlikler rahatsız ediyor.


4
A) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman öz güvenim azalır ve enerjimin tükendiğini hissederim.
B) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman kendimi suçlarım ve duygularım çok olumsuz etkilenir.
C) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman hırslanırım ve bu zorlukları oluşturanlara öfke duyarım.
D) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman korku duyarım ve çevreme karşı uyumsuz olurum.
E) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman sorun yokmuş gibi davranırım ve sorunu görmezden gelmeye çalışırım.
F) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman zihnim karışır ve bol bol uyumak isterim.
G) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman acı çekerim ve kendimi yalnız hissederim.


5
A) Kırmızı rengi fazla sevmem.
B) Turuncu rengi fazla sevmem.
C) Sarı rengi fazla sevmem.
D) Yeşil rengi fazla sevmem.
E) Mavi rengi fazla sevmem.
F) Lacivert fazla hiç sevmem.
G) Mor rengi fazla sevmem.


6
A) Kendime ve yaşama daha çok güvenmek isterdim.
B) Daha ön yargısız bir insan olmak isterdim.
C) Daha cesur olmak isterdim.
D) Beni üzen insanları ve olayları daha kolay unutmak isterdim.
E) İçimden geçenleri ve hislerimi daha kolay ifade etmek isterdim
F) Sezgilerimin daha güçlü olmasını isterdim
G) Gerçek potansiyelimi kullanmak ve daha pozitif bir insan olmak isterdim

7
A) Beni en çok rahatlatan şey doğada yürüyüş yapmaktır
B) Beni en çok rahatlatan şey banyo yapmak,denize ya da havuza girmektir
C) Beni en çok rahatlatan şey kitap okumaktır
D) Beni en çok rahatlatan şey sevdiğim insanlarla bir arada olmaktır
E) Beni en çok rahatlatan şey müzik dinlemektir
F) Beni en çok rahatlatan şey uyumaktır
G) Beni en çok rahatlatan şey meditasyon yapmaktır

8
A) Koku alma duyum çok gelişmemiştir
B) Tat duyum çok gelişmemiştir
C) Görme duyum çok gelişmemiştir
D) Dokunma duyum çok gelişmemiştir
E) işitme duyum çok gelişmemiştir
F) Sezgilerim çok gelişmemiştir
G) Bütünü algılayabilme yeteneğim çok gelişmemiştir. Genelde detaylara takılırım

9
A) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse sert davranmaktan kaçınmam
B) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse o insanı suçlarım ve gerekirse uçlarda davranırım
C)Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse hırslanırım ve bunu kontrol etmekte zorlanırım
D)Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse o insanı sevmekten kolaylıkla vazgeçebilirim
E) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse çok sert konuşurum
F) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse kafam karışır ve kafamı toplamak için kendime zaman tanırım
G) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse acı duyarım ve sıkıntı duygusu içinde yalnız kalmayı seçerim


10
A) Yaşamımdaki gerçeklikleri kabullenmeyi en kısa zamanda öğrenmem lazım
B) Üretken olmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım
C) Kararlı olmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım
D) Hoşgörülü olmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım
E) Kendimi en iyi şekilde ifade etmeyi en kısa zamanda öğrenmem lazım
F) Sezgilerimi kullanmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım
G) Gerçek potansiyelimi kullanmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım


11
      A) İnsanların hareketlerini anlamakta zorlanıyorum
      B) İnsanların duygularını anlamakta zorlanıyorum
      C) İnsanların düşüncelerini anlamakta zorlanıyorum

      D) İnsanların egolarını anlamakta zorlanıyorum
      E) İnsanların inkar etme huylarını anlamakta zorlanıyorum
      F) İnsanların 6.duyu dedikleri şeyi anlamakta zorlanıyorum
      G) İnsanların dinsel inançlarını anlamakta zorlanıyorum

       12 A) Çok et tüketirim
            B) Çok su tüketirim
            C) Çok karbonhidrat tüketirim
            D) Çok sebze tüketirim
            E) Çok meyve tüketirim
            F) Yemek ayırt etmem ama sürekli temiz havaya ihtiyaç duyarım
            G) Yemek ayırt etmem. Hepsinden dengeli tüketirim.

 13   A) Sabırsız bir insanım
         B) Çok sakin bir insanım
         C) Eleştirici bir insanım
         D) Kıskanç bir insanım
         E) Telaşlı bir insanım
         F) Endişeli bir insanım
         G) Stresli bir insanım


 14 A) Yaşamımdaki en büyük eksiklik hala kendimi güvenceye alacak yatırımları yapamamış olmamdır. 
       B) Yaşamımdaki en büyük eksiklik hep aynı sorunları yaşayıp durmam ve hala bunları çözememiş olmamdır. 
       C) Yaşamımdaki en büyük eksiklik başladığım işleri bitirmekteki başarısızlığımdır. 
       D) Yaşamımdaki en büyük eksiklik ailevi sorunlarımı aşamamış olmamdır. 
       E) Yaşamımdaki en büyük eksiklik yaşantımın farklı alanları arasında dengeyi kuramamış olmamdır. 
       F) Yaşamımdaki en büyük eksiklik psikolojik problemlerimi aşamamış olmamdır. 
       G) Yaşamımdaki en büyük eksiklik hala ne istediğimi bilmemek.


 15 A) Burcum oğlak ya da boğa
           B) Burcum yengeç ya da akrep 
           C) Burcum koç ya  da aslan 
           D) Burcum terazi ya da kova
           E) Burcum ikizler ya da başak 
           F) Burcum yay
          G) Burcum balık

-ANALİZ-


 Eğer A şıkkı çoğunlukta ise kök chakranızda sorunlar var.
 Eğer B şıkkı çoğunlukta ise sakral chakranızda sorunlar var. 
 Eğer C şıkkı çoğunlukta ise solar pleksus chakranızda sorunlar var. 
 Eğer D şıkkı çoğunlukta ise kalp chakranızda sorunlar var. 
 Eğer E şıkkı çoğunlukta ise boğaz chakranızda sorunlar var. 
 Eğer F şıkkı çoğunlukta ise üçüncü göz chakranızda sorunlar var. 
 Eğer G şıkkı şıkkı çoğunlukta ise tepe chakranızda sorunlar var.






 Alıntıdır..